Değişen yaşam şartlarıyla beraber eğitime bakışımız da değişti. Sosyoekonomik düzeyi yüksek de olsa düşük de olsa herkes artık genellikle çocuğunun okumasını istiyor. Şu üniversitede okusundan tutun da okusun da ne olursa olsun söylemine kadar her şey mevcut. İşte bu bakış açısıyla beraber sadece okula çocuklar değil anneler de başlıyor. Biz önceki jenerasyon olarak bunu pek yaşamadık ancak şimdilerde anneler okuldan ayrıl(a)mıyor.
En değerli varlığınızın öğretmen seçimi çok önemlidir. Çünkü sizden sonra ilk en yakın teması öğretmenle olacaktır. Karşınıza sevimli, güler yüzlü, ilgili ve bilgili bilgili bir öğretmen çıkabilir. Peki ya böyle şansınız olmadıysa? Şans diyorum çünkü maalesef çoğu zaman seçme şansınız olmuyor.
Peki böyle durumda ne yapılabilir?
Öğretmeninizle diyaloğa geçerken mutlaka onu dinleyin. Sonrasında onun kelimeleriyle ona cevap verin.
Yaptıklarını doğrudan eleştirmeyin önce iyi şeylerden sonrasında öngördüğünüz konudan bahsedin.
Asla sesinizi yükseltmeyin çünkü size ve çocuğunuza geri dönüşü olumsuz olabilir.
İsteklerinizi emir kipi olarak değil “Acaba olabilir mi?”şeklinde iletin aksi takdirde öğretmen mesleki alanına müdahale ediyormuşsunuz gibi hissedebilir.
Konuşmanıza olumlu düşünceleri ileterek başlayın ve kapanışı yine öyle yapın.
Keşke böyle bir konu yazmak zorunda kalmasak. Ama maalesef ülkemizde böyle bir durum var ve şimdilik kabullenmiş durumdayız. En azından kısa bir zaman dilimi için bu durumla böyle yollar deneyerek başa çıkabilirsiniz.
Meral Kortarla